header photo

27 Eylül 2010 Pazartesi

bir amme hizmeti veriyorum şu an!

Geçen gün bi baktım, "evlilikte seks, hamilelikte seks" yazıp google'da arayıp benim kucağıma oturan bayağı bi gariban yurdum erkeği var. Bu kardeşlerime bi kıyak yapayım, kendilerini bilgilendireyim dedim. Evlenecek olan ve bebek bekleyen beyler! Sonda yazmam gerekeni en başta yazıyorum: EVLİ ERKEK EN ABAZAN ERKEKTİR! (full stop)



Azıcık detay vermem gerekirse, şu anımı paylaşayım... Pek muhterem zevcemim hamileliğinden önce iyi (gerçekten iyi) bir seks hayatımız vardı. Epey bi haltlar yedik beraber. Neyse mevzu bu değil. Ne zaman ki hamile kaldığını öğrendik, o gün bu gündür (5 yıl kadar) istikrarsız bir seks hayatı yaşıyoruz. Yani bazen sıklık o kadar düşüyor ki, birlikte hesap yapıyoruz en son ne zaman seviştiğimizi bulmak için, ama bulamıyoruz. Bazen de çok ateşli, sert, darbeli filan bir sevişme oluyor, "oha a.q. niye bunu daha önce yapmamışız" filan diyoruz. (Ama bu nadir oluyor tabii ki)

Konuyu dağıtmadan geri döneyim... Hamile olduğunu öğrendikten sonra ikimizin de (daha çok benim) aklından geçen şey nasıl sevişeceğimizdi. Tabii bunu doktorumuza da sorduk. "Son aya kadar problem yok, allah ne verdiye girişin" gibi bişey söyledi. Ama fakat lakin, bi sorun vardı. Zevcem tüm beraberliğimiz boyunca olmadığı kadar azgındı. Sürekli seks istiyordu amma bende tık yoktu. (Bebek bekleyen duyarlı erkek kafamı sikeyim diyorum şu an!) İçinde benim bebemi taşıyan o kutsal kaseye bunu nasıl yapabilirdim? O kutsal emaneti kötü emellerime nasıl alet ederdim? Daha el kadar bebeye aletimi mi gösterecektim yani? olacak iş değildi... E ne oldu peki? Tüm zamanların en azgın, en ateşli kadınını sürekli reddettim. Ya da bir şekilde (mastürbasyon v.s.) idare ettik.

Sonrasında doğum filan derlen zaten kafadan 1-1.5 sene gitti. Ondan sonra yavaş yavaş açıldı işler fakat hiç bir zaman o eski parlak günleri yakalayamadık. Bilenler diyor ki, 40'lı yaşlardan sonra işin rengi değişiyormuş. Çok kaliteli sevişmeler oluyormuş o yaşlarda. Onların yalancısıyım. Eğer bi 5-10 sene daha sıkılmazsam blogdan filan, onu da yazarım.

Kalın sağlıcakla baba/koca adayı kardeşlerim!

26 Eylül 2010 Pazar

22 Eylül 2010 Çarşamba

bu yaz benim için bitmiştir!

Barney Stinson: It's a sad day in New York, Ted. A sad day, indeed. Do you know what I saw on my way in here? A girl in a sweater and you know what that means? The season of exposed skin is over... Gone are the tank tops, Ted. Gone are the cute little skirts. Gone are the sun dresses. The sun dresses, Ted!



Tam da bu ruh hali içindeyken Barney kardeşim hislerime tercüman oldu. Ve evet, How I Met Your Mother yeni sezon başladı!

15 Eylül 2010 Çarşamba

güzel şeyler

Bi kere ismi güzel... Natasha Bedingfield... Ve kendisi İngiliz, daha ne olsun!









14 Eylül 2010 Salı

ben bu milletin kompleksine takarım arkadaş...

Birkaç gündür evdeyim. TV'lerin gündüz kuşağını özlemişim, onları izliyorum. Yalnız evlendirme programları almış başını gitmiş, onu anladım. Fox'takinde az önce müthiş iki diyaloğa rastladım, ağzım açık kaldı.

50'lerinde bir amca 30'larında bir ablaya talip olmuş. Amca denizciymiş zamanında, kamarot filanmış. Sunucu seyirciye soralım diyor, olur mu bu çift olmaz mı? Maksat fişeklemek tabii insanları. Bir iki laf ediliyor, denizci amca itiraz ediyor: ben sizin yorumlarınızı istemiyorum, ben bu hanıma talip oldum, o konuşsun.
Sonra seyirciler arasından bir adamla şu tuhaf diyalog geçiyor.

Denizci: İstemiyorum arkadaşım yorumlarınızı...
Adam: Sen kimsin ya... Ben de denizciyim, şu kadar yıl reislik yaptım. Sen kamarotmuşsun. Ben senin işverenin konumundayım. Beni dinleyeceksin. Sen benim yorumumu nasıl kabul etmezsin.

Tam "oha aq komplekse bak" derken, başka bir adam alıyor mikrofonu.

Adam: Sen bizim yorumlarınızı dinlemek zorundasın.
Denizci: Mecbur muyum beyefendi? Bu hanım söyleyecek son sözü...
Adam: Mecbursun tabii. Zaten şu kılığına bak. (Denizci abi kot, polo yaka t-shirt üzeri keten ceket giymiş) Şu yaşa gelmişsin böyle giyiniyorsun. (Kendisi de kravatlı filan)
Denizci: Ne alakası var kardeşim. Ben kendimi 35 yaşında hissediyorum.
Adam: Ben senelerce idare şefliği yaptım. 600 kişi yönettim. İnsan idare ettim ben. Kızım olsa sana vermem.
Denizci: Ben de senin kızını almam zaten. Senin kızın da sana benzer. Almam.
Adam: Sen bana kurban ol.
Denizci: Kadın olsan sana talip olmadın diye kıskandın derdim. Ama erkeksin...

Bu ne lan? Bu ne aq! Millet ne kadar kompleksliymiş.
Ama özlemişim gündüz TV izlemeyi, o ayrı...

twitter

Artık bi twitter hesabım var. Du bakalım noolcek! Belki bi karı kız filan düşer :)

http://twitter.com/MisterN000

1 Eylül 2010 Çarşamba

güzel müzik

bugün içimden böyle geldi...